Geçenlerde çarşıda gezerken üç-beş arkadaşın hararetli sohbetine denk geldim. Akşam saatleriydi. Oturdukları yer bir dükkânın önü ve baya serin bir yerdi. Kaldırımın hemen yanından geçen suyun vermiş olduğu serinlik, ortamı daha da serinletmişti. Beni de yoldan çevirip fikrimi almak istemeleriyle ister istemez sohbete bende dâhil oldum. İçlerinden biri “Ula Mahmut sen akıllı başlı adamsan sana bir soru soracam ama doğri söyliyecaksan”dedi. Bende tabi ki sor elimden geldiğince fikrimi söylerim dedim.
“ Suyu boşa harcayanın orucu olurmi”dedi. Bende ikisi farklı şeyler,israf haramdır.Ancak israf yapan birisinin israf yaptığı için orucu bozulmaz dedim. Ancak eldeki değerleri iyi kullanmalıyız. İsraf yapmamalıyız dedim. Hele Somali’de insanlar bir damla suya, bir parça ekmeğe muhtaçken bizlerin bu bolluk içerisinde israf yapmamız gerçekten Allah katında sorgulanır dedim. Kafamda ne alaka bu soru derken olayın iç yüzünü tartışma uzadıkça anladım. Meğer arkadaşlar olayı evrensel düşünmemişler. Hınıs’ın aşağı mahallesinde ikamet edenlerin suyu akmıyormuş. Yukarı taraflarda oturanların suları boşa akıtmaları, aşağı mahallelerin sularının akmamasına sebep oluyormuş. O an içim cız etti desem yeridir. Her zaman övündüğümüz suyumuz meğer bitmişte bizim haberimiz yokmuş. Her tarafımız dere, Bingöl dağlarından akıp ilçemize gelen o buz gibi su, Hınıs’a yetmiyormuş. Ne kadar acı bir durum değil mi?
Elle tutulan, insanları Hınıs’ bağlayan tek şey olan suyumuzda yok artık. Gerçi son zamanlarda sulardan bulaşan hastalık ve salgınlar bunun habercisiydi. Suyun yetersiz olması nedeniyle dere suyunun şebekeye bağlandığının bahsi ediliyordu. Ancak doğruluğu hep tartışıldığı için bende inanmamıştım.
Oysa ilçemizde nereye sondaj vursak su çıkar. Nasıl olurda su kaynakları bu kadar çok olan bir yerde su sıkıntısı yaşanır anlamak mümkün değil.
Şimdi insan düşününce işin içerisinden de çıkamıyor. Hınıs’ın nüfusu artmadı, azaldı. Peki, nüfus azalınca su neden azaldı onu anlayamıyoruz. Acaba söylendiği gibi boşa akıtılan sularımı buna sebep oluyor. Bağ bahçe sulamak mı? Yâda çarşıda dükkânının kaldırımlarını serinlik olsun diye sulayanlar mı susuzluğa sebep oluyor. İnsanların Hınıs’ta çeşme suyunu içmemeleri ve hazır su tüketmeleri suyun yetersizliğinden mi yoksa suya olan güvensizlikten mi?
Yazık! Gerçekten çok yazık! Birileri bir gün Hınıs’ta su sorunu olacağını söylese hadi oradan der geçiştirirdim. Ancak üzülerek söylüyorum ki Hınıs’ın artık o gurur duyduğumuz suyu yok.
İlginç olan son on yıllık süreçte tüm köylerimizde çeşmelerden su akmaya başladı. Ancak Hınıs’ta onlarca yıldır çeşmelerden akan su akmaz oldu. Ne diyelim inşallah Hınıs eski suyuna tekrar kavuşurda en azından gururla övünerek bahsedeceğimiz bir değerimiz elde kalmış olur.
İlgililerin sorumluluklarını yerine getirip soruna kalıcı bir çözüm bulmasını, vatandaşlarında sorumluluklarını yerine getirip israf yapmaması tek dileğimizdir.Ve umarız ki bu temenniler birileri tarafından ciddiye alınırda çözümler üretilir.
FACEBOOK YORUMLAR