Kıymetli dostum Sayın Nihat GÖKSU'nun Hınıs Kültür ve Hınıs Gazetesindeki son köşe yazısı olan "Özledim" yazısını okurken sevgili dostumun , Hınıs'ın geldiği noktadaki çaresizliğine tanık oldum.Kıymetli dostum Hınıs Kültür sitesinin kuruluşundaki heyecanını ve haber sitesi üzerinden yaşadıklarını özlediğini özetlemiş.Aslında aynı özlemi bende çekiyorum.Fakat benim üzerine ekleyeceğim özlemlerim var.
Dünya görüşüm,yaşam tarzım,sevinçlerim,üzüntülerim hep Hınıs özeline endeksli olmuştur.Bugüne kadar verdiğim naçizane çabalarımın temelini de Hınıs oluşturmuştur.Benim için Albert Einstein'ın,Johann Wolfgang von Goethe'nin söyledikleri değil,Heci Atiq,Xıyas ağa,Heci Ahmet gibi büyüklerimin söyledikleri önemli olmuştur.Onların topluma yararlı olan tecrübeleri ve nasihatlarını kendime rehber edinmişimdir.
Şahsen Hınıs'ı Florya'da,Kuşadası'nda,Paris'te kısacası dünyanın herhangi bir yerinde uzaktan özlemle yaşamadım.Hınıs'ı Gurebeşikte, Pornak'ta, Ovaçevirme'de,Xelilçavuşta Heramide yaşadım.Özellikle son on yıldır her türlü bedeli ödeyerek yaşadım.Ve ne acıdır ki yanımda çıkarsız çabalayan bir elin parmağı kadar ilçede kalan kişiyle bunu yapmaya gayret gösterdim.En yakın dostumun,ağabeyim dediğim kişilerin ihanetini görerek yaşamaya çalıştım.İnanın kimsenin burada alamayacağı riskleri alarak elimi taşın altına koydum.
Hınıs özellikle son on yıldır ciddi anlamda kaybetti.Kültürü,yaşam tarzı,gelenek görenekleri insanlarla birlikte göç etti.Bunun olmasında bir takım insanların çıkarcı yaklaşımları etkili oldu.Hınıs için çaba sarfedenler çeşitli dedikodularla yıpratıldı.Ve bu duygusal çöküş o insanların şevkini kırdı.
Şimdi sizlere bir kaç örnek vereyim;
Melik KIZILTAŞ geçmiş dönemlerde Ramazan ayında bir tır dolusu gıda,giyim vb.şeylerden oluşan yardımı ilçemize getirip ihtiyaç sahiplerine dağıttı.Akabinde hemen dedikodular ayyuka çıktı.Melik KIZILTAŞ bunu yapıyorsa vardır bi çıkarı dediler.Bunu söyleyenler Hınıs'a bir iğne dahi yardımda bulunmadılar.Ve Melik KIZILTAŞ o günden sonra böyle bir organiazsyonu bir daha yapmadı.
Fesih CIĞAL İstanbul'dan Hınıs'a gelerek gerek ticari gerek yatırım anlamında onlarca işyeri ve daire yaptı.Hemen bu dedikodu furyası harakete geçti.Hayrına mı yapıyor para kazanmak için yapıyor dediler.Hınıs'a bir tek çivi bile çakmayan çakma işadamlarını onlarca araçlık konvoyla karşıladılar.Bugün Fesih CIĞAL Hınıs'ta böyle bir ticari faaliyetin içeriisne bir daha girmiyor.
Hamit EMEÇ yıllarca ilçemizde sportif,kültürel anlamda bir çok organizasyonun içerisinde bulundu.Hınıs Filiz Spor kulübünün çeyrek asır başkanlığını yaptı.Hep eleştirildi.Emekli olup ilçemizden giderken,Hınıs Filiz Spor kulübü kapanma noktasına geldi.Bir yığın işim olmasına rağmen görevi ben devraldım.Yönetim kuruluna dahil edebileceğim kişi bulmakta zorlandım.
Fazla değil on beş yıl öncesine kadar tertemiz sokakları ve modern bir ilçe halinde olan Hınıs'ı yaşanabilir bir yer haline getiren kişileri hep eleştirdik.Onlar gitsin de Hınıs ne hale gelirse gelsin dedik..Bugün Hınıs'ın geldiği nokta ortada..
Şimdi aynı çıkar grupları bir ihale almak için,siyasetin içerisinde barınabilmek için aynı dedikoduları Erzurum'da yapmaya başlamışlar.Menfi üçbeş kuruşluk çıkarları için ilçenin kaderiyle oynamaya devam ediyorlar.
Hınıs'ı çıkarsız sevmeden sahiplenmek beyhude bir yaklaşımdır.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek,İlçe müftümüz Sayın Abdulkerim TOHUMCU'nun gayretleridir.Erzurum'un dördüncü büyük camiisini ilçemize kazandırdı. Değeri milyonlara eşdeğer bir camiyi bitirdi.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek Boybey ÇELİK gibi ağabeylerimizin her yıl düzenli olarak ilçemizdeki ihtiyaç sahiplerine yaptığı yardımlardır.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek: Cafer GEYİK'in ilçemize kazandırdığı tesislerdir.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek: Millevekili aday adayı iken güney ilçelerimizdeki sorunları yerinde gördükten sonra dönüp bana "kardeş biz bu mebali alamayız.Bu sorunları bir milletvekili çözemez.Milletin bedduasını almayalım deyip akabinde ben aday adaylığından vazgeçecem"diyebilen Galip SEVİNDİR'dir.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek: herşeye rağmen Hınıs'ta yaşamaktır.
Hınıs'ı çıkarsız sevmek: Hınıs'ın içinde bulunduğu duruma göz yaşı dökebilmektir.
Evet sevgili dostum Nihat GÖKSU:bende özlüyorum..
Hınıs'ın yirmi yıl öncesini,Hınıs'a mal olmuş bir çok değerini,kültürünü,dostluklarını,komşuluklarını özlüyorum..
Evet sevgili dostum Nihat GÖKSU:bende özlüyorum..
Yibo'daki tiyatro gösterilerini,toprak sahadaki maçları,at yarışlarını,düğünlerini,Ramazan akşamlarını,sinemasını özlüyorum..
Evet sevgili dostum Nihat GÖKSU:bende özlüyorum..
Sabahın erken saatlerinde kahvehanelerde toplanıp sıcak sohbetlerine şahit olduğum bir çok değeri,atlı kızaklar ile yolculuk etmeyi,sabahlara kadar korkusuzca koşup oynadığımız yılları özlüyorum.
Özlüyorum,özlüyorumda sadece özlemlerimle kalıyorum..Sahipsiz kalan bir memleketin duygusal çöküntüsünü yaşıyarak özlüyorum..
Evet sevgili dostum bende özlüyorum.Adam gibi adamları.İlçeden göç edip giden ve bizleri yanlız bırakan adamları.....
FACEBOOK YORUMLAR