Acıları yazmak bazen zor geliyor insana. Yaşananların vahameti, kalpten kaleme ulaşırken baya zorluklar yaşatıyor bizlere.. Üzüntüden lal olur kalemimiz. Elimiz klavyeye uzanamaz. Beynimiz pili bitmiş saat misali durur. O acıların içerisinden güzel olan bir şeyleri ön plana çıkarıp insanlara moral vermeye çabalarız. Ancak bazen bu uğraş boşa gider. Beceremeyiz.Çünkü yaşanan acı o kadar derindir ki acılara odaklanan beynimizin bir tarafı öteki tarafından baskın çıkar.
Böylesi bir acıyı geçen hafta Van ilimizde yaşadık.. Deprem Van’ı vurdu acısını tüm Türkiye kalbinde yaşadı. Her ne kadar depremi spekülasyonlarla ideolojilerine alet etmeye çalışan kişiler olsa da, ülke genelinde birlik beraberlik içerisinde Vanlı kardeşlerimizle bütünleşip tek yürek olduk. Van halkı depremi en az zararla atlatsın diye tüm ülke halkı çaba harcadı. Özlenen birlik beraberliğin sağlanmasına bu deprem vesile oldu desek yeridir. Türk’ü Kürdü Laz’ı Çerkez’i herkes tek yürek, Vanlı kardeşlerimize yardıma koştu. Acının dili, dini, rengi, ırkı yoktu. Bugün kenetlenme günüydü. Bu millet bu bilinçle birlik beraberliği sağladı. Televizyon ekranlarından “Yol param yok bana yardımcı olun gidip Vanlı kardeşlerimin yemeğini yapayım” diye yalvarandan tutunda, 5 milyon TL bağışlayan insanlar oldu. Kimin bütçesi ne kadarına elveriyorsa o oranda yardımda bulundu tüm ülke.
Bu birlik beraberlik ruhu Hınıs’ta bir başka güzeldi. İnanlar uzun zamandır aynı organizasyonun içerisinde bir araya gelmemişti. Her kes el birliğiyle Vanlı kardeşlerimize yardım toplamak için bir biriyle yarıştı. Tüm Hınıs halkı imkânları dâhilinde katkıda bulundu. Bunların içersinde beni en çok etkileyen Yatılı İlköğretim Bölge Okulundaki iki kızımız oldu. Arkadaşları arasında topladıkları harçlıklarını Vanlı kardeşlerimize ulaştırmak üzere Kızılay yetkililerine vermeleri ne kadar temiz ruhlu olduklarının kanıtı idi. Köyden gelip zor şartlarda okuyan bu genç yürekler bir an bile düşünmeden kampanyaya dâhil oldular. Yine ellerinde poşetlerle okula giden minicik çocukların poşetlerindeki bir paket makarna gözlerimizin yaşarmasına yetti de arttı bile.
Sonrasında bu paketler çığ gibi büyüdü ve dört kamyonu tıka basa doldurdu. Nasipse yarın (30.10.2011) Deprem bölgesine götürülüp Vanlı kardeşlerimize ulaştırılacak.
Kim bilir belki depremden günlerce sonra enkaz altından çıkan minik Azra’yı ısıtacak bu yardımlar. Yâda annesini babasını kaybeden bir çocuğun üşüyen ayaklarını. Kim bilir yağan kardan korkmadan ,üzerlerine kabanlarını giyen çocuklar kartopu oynayacaklar. Kaç gündür gülmeyen yüzleri bizlerin sayesinde gülecek belki. Yalnız olmadıklarını anlayacaklar.
Dedim ya Tüm ülke gibi Hınıs’lılarda üzerlerine düşeni yaptılar.Özellikle Kızılay yetkilileri ve yardım kampanyasında emek sarf edenler.Buradan sitemiz adına onlara teşekkür ediyorum.Allah onlardan ve yardımda bulunan her kesten razı olsun.Rabbim bu tür acıları bir daha yaşatmasın inşaallah
FACEBOOK YORUMLAR